Turkcell Super Lig 10. Hafta maçlarında bütün takımların sahaya bir pankart ile çıktığını gördük. Bu pankartın üzerinde şöyle yazıyordu;
‘Yasadışı bahise son… Türkiye kazansın… Var mısın?’
Her kelimesinin üzerinde tek tek durarak konuşulması gereken bir pankart bu. Hadi öyle yapalım..
Yasadışı: Yasal olmayan diyor. Yasak olan diyor. Yasalara aykırı vs.. Burada yasa kavramının üzerinde durmak lazım. Şimdi siz bir yasadan bahsediyorsunuz. O yasayı hiçbir şekilde benim kişisel tercihlerimi gözetmeden ve duyarsız bir saygısızlık eşliğinde hazırlıyorsunuz. Ben ise yaptığınız bu yasayı, var olan başka yasalar veya anayasal haklarımı kullanarak sorgulayamıyor ve değiştiremiyorum. Ve siz sonrasında kalkıp o hazırladığınız yasaya uymayan her türlü naneye yasadışı demeye başlıyorsunuz.
Hayır. Yanlış. Ve haksızlık. Ben sizin yasanızın, benim kendimi bu hayatta ifade ediş biçimlerimden biri olan bahis oynama özgürlüğümü kısıtladığını düşünüyorum. Bir başka deyişle ifade özgürlüğümün kısıtlandığını düşünüyorum. Dolayısıyla bu yasa eşliğinde sizin yasadışı dediğiniz hiçbirşeyin ‘gerçekte’ yasadışı olduğunu düşünmüyorum. Biliyor musunuz ben asıl sizin yasanızın yasadışı olduğunu düşünüyorum. Gerçi hiçbir kanun benim ifade özgürlüklerimi koruyacak şekilde yapılmıyor. Ve onlara dayanarak bir yasayı yasadışı ilan edemem. Ama şunu söyleyebilirim. Yasanız çağdaş hukuk standartlarının gerisinde. Dolayısıyla onu reddediyorum.
Bahis: Bir olayın olma ihtimallerini gözeterek onun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair iddiaya girmek. Bunun yasal olanı yok ki Türkiye‘de. İddaa isimli bir oyun var. O da bahis kavramının oldukça ilkelleştirilmiş bir hali. Anlamıyorum. Neden o pankarta o kelime girdi ki? Türkiye‘de yasal bahis diye birşey yok. İddaa var. Milli piyango var. Sayısal loto var. Falan filan..
Türkiye kazansın: Nasıl yani? Ne demek Türkiye kazansın? Ben kendimi sadece sizin uygun gördüğünüz gibi ifade edeceğim. Ve Türkiye kazanacak öyle mi? O zaman sadece çok gerizekalı bireyler topluluğundan oluşan bir ülkeye dönüşmez miyiz? Gerçekten böyle insanların mı yaşamasını istiyorsunuz bu ülkede? Hayır hayır. Saçmalamayın. Şu anda Türkiye‘de hala ‘yasadışı’ bahis oynayan insanların varlığı buraların hala yaşanabilir bir durumda olduğunun en belirgin göstergesi bir defa.
Herkes kendisinin arzu ettiği bir biçimde bahis oynarsa ancak o zaman Türkiye kazanır. Zorlamayla siz de çok iyi biliyorsunuz ki uzun vadede hep beraber kaybederiz. Nabzı iyi ve doğru okuyunuz. Siz dar çaplı modelinizin içine herkesin girmesini istiyor ve hali hazırda devlete vergi vermekte olan bir kurumdan İddaa oynanmasını istiyorsunuz. Oysa bu çok daha modern ve kısaca daha güzel bir hale getirilebilir. Nasıl mı?
Önce siz işinizi çağdaş bir şekilde ve adam gibi yapacaksınız. Türkiye‘deki bir bahisseveri, İngiltere‘deki bir bahisseverin sahip olduğu hakların hiçbirinden mahrum etmeyeceksiniz. Bunu reddederken ‘ama şimdi Türkiye‘nin yapısı, özel durumları’ vs demeyeceksiniz. Zaten ülkede nereye elini atsan heryerden biri çıkıp ama Türkiye‘nin özel durumu diyor. Rahatlayın artık biraz allahaşkına. Sonra devletin kazanç modellerini insanların özgürlüklerini kısıtlamayacak bir şekilde kurmaya ‘özen’ gösterecek ve bu özeni insanlara karşı duymanız gereken saygıdan ötürü her zaman için koruyacaksınız.
İşte Türkiye bahis konusunda bu konulara dikkat edilmemiş olduğu için kaybediyor. İnsanlar ‘yasadışı’ ama ‘ifade özgürlüğü içi’ bahise yöneldiklerinden dolayı değil. Yetkililer burada bütün sınıfın zayıf aldığı bir sınavda öğrencilerinden daha fazla ders çalışmalarını bekleyen öğretmenlere benziyor adeta…
Var mısın?: Yokum. Çünkü bu pankart bana ‘Yasadışı bahise son…Türkiye kazansın’ diyerek gerçekleri söylemiyor. Ben İddaa oynarsam Türkiye‘nin daha fazla kazanacağını söylüyor. Türkiye, elinizi atacağınız her sektörde benzer yaklaşımlar nedeniyle dökülür durumda. Siz önce beni ön planda tutacaksınız. İddaa oyununu ve onun sermayedarlarını değil. İşte ancak onda sonra hepimiz Türkiye olarak kazanmaya başlayacağız. Tüketicisi, memuru ve sermayedarı ile hep beraber.
Birilerinin sadece kendilerini ilgilendiren alanlarına girerken iki kere düşüneceksiniz. Sadece kendinize göre doğru olan tanımlarla insanlara pankartlar üzerinden tek odaklı bilgiler vererek onları kendi doğrularınıza göre yönlendirmeyi bırakacaksınız. Ve daha iştahlı bir şekilde yapacaksınız bu işi. Daha ‘iddialı’ olacak ve dünya ile yarışacaksınız. Kendinizi şöyle motive edeceksiniz örneğin: ‘Hadi bu sektör artık Avrupa‘da olgunlaşmaya başlamak üzere. Artık daha fazla geç kalmayıp meclisi uyandıralım. Bu işi Avrupa standarltarında yapmaya başlamak üzere kolları sıvayalım. Şu anki durumu kabul edilemez bir durum olarak görelim. Tüketici artık daha fazla mağdur olmasın. Zaten kimsenin de Türkiye kazansın martavallarına bakıp internette istediği siteden bahis oynamaktan vazgeçtiği yok. Biz insanları değiştiremedik. En iyisi kendimizi değiştirmeye başlayalım’
Müsadenizle malum pankartı şu şekilde güncellemek istiyorum;
İfade özgürlüklerine müdahale etmeye son… Türkiye kazansın… Var mısınız?
Berkay Tanyolaç – 24.10.09
Not: Bu yazı odeonbet-giris.com‘a özel olarak yazılmıştır. Herhangi bir basın – yayın organından alıntı değildir. Kaynak göstermeden haberlerimizi ve köşe yazılarımızı yayınlayan basın – yayın organlarına karşı her türlü yasal haklarımız saklıdır.