Deutsche Welle Türkçe‘nin 29 Kasım 2009 tarihli haberi: Avrupa’da Futboldaki Bahis Skandalıyla İlgili Soruşturma Sürerken, Skandalın Balkanlar’daki Boyutu Araştırılıyor.
Avrupa’da futboldaki bahis skandalıyla ilgili soruşturma sürerken, skandalın Balkanlar’daki boyutu araştırılıyor. DW Hırvatça Servisi’nden Srecko Matic, bahis mafyasının Balkanlar’da nasıl çalıştığını araştırdı:
Eski Yugoslavya’nın en tanınmış futbol yöneticilerinden Velibor Dzarovski, sporda müşterek bahis olduğu sürece futbolda şike yapılacağını savunuyor. Kendini dolandırıcılar kralı ilan eden Dzarovski en az yüz futbol, basketbol ve hentbol karşılaşmasını manipüle ettiğini belirterek, “Esasında hilenin iki çeşidi var. Biri, takımların maçın skoru üzerinde anlaşmaları. Bu kulüp yönetimleri arasında yapılıyor. ikincisi de klasik anlamdaki hilekarlık. iki, üç oyuncu ya da hakemi satın alırsınız. Bu, birincisinden biraz daha zor bir yöntem” diye konuşuyor.
Milyonlar kazanmış
Dzarovski zor olanı seçerek milyonlar kazanmış. Makedonyalı dolandırıcılar kralı, bir maça kasıtlı olarak nasıl hile karıştırıldığı hiçbir zaman ispat edilemeyeceği için marifetleri hakkında açıkça konuşmaktan çekinmiyor. Dzarovski, “Her takımda kumar oynayan, kumar borcu olan, yeni araba ya da ev almak isteyen oyuncu bulunur. Kimi de sevgilisinin pahalı hediye ve seyahat isteklerini yerine getirmek ister. Aldığı para kendi masraflarını karşılamaya yetmeyeceğinden maçı satmak zorunda kalır” diyor.
Emekli hakemden itiraz
Emekli Hırvat hakem Reno Sinovçiç bu sözlere katılmıyor. Hakemliği bıraktıktan sonra Sadar kulübüne danışmanlık yapmaya başlayan Sinovçiç hakem satın almanın kolay olmadığını söylüyor. UEFA ve Bochum Savcılığı Sadar’ı bu sezon oynanan ve Hayduk’un 3:0 kazandığı lig karşılaşmasını satmakla suçluyor. Sinocçiç, bunu kabul etmiyor ve “Katiyen! Hiç para almadım. Ligde hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. On yıl hakemlik yaptım. Hırvatistan’ın en iyi hakemiydim. Bildiğim kadarıyla Hırvatistan’da böyle şeyler olmuyor. Başka yerlerde oluyor mu, onu bilemem” diyerek kendisini savunuyor.
Hangi ülkelerde şike yaptı?
Bahis kralı Dzarovski Hırvatistan, Slovenya ve Bosna Hersek dışında Macaristan, Yunanistan ve Belçika’da da maçları manipüle edip para kazandığını söylüyor. Bol sayıda eski Yugoslavyalı futbolcunun top koşturduğu ve dil sorunun olmadığı ligler ona cazip geliyor. Yugoslavların oynadığı liglerde şikenin önlenemeyeceğini söyleyen Dzarovski Berlin’deki Hırvat bahis mafyasıyla mükemmel ilişkileri olduğunu ve Şapina kardeşlerle de dostluk ve ortaklık ilişkilerinin bulunduğunu belirtiyor.
Split’te spor muhabirliği yapan Edo Petzi ise bu sözleri iyi süzmek gerektiğini ve Balkan ülkelerinde şikenin yaygın olduğu iddiasına katılmadığını söylüyor. Şüpheli maçların olduğunu ama bunu diğer suçlardan farklı değerlendirmediğini belirten Petzi, çok para kazanmak için yasaları çiğneyenlere dünyanın her yerinde rastlandığını, ifade ediyor. Petzi, “Beni asıl üzen sporun suçla özdeşleştirilmesi. Manipülasyon payı son derece düşük. Umarım toplum ve yasa koyucu etkili bir çözüm bulur. italya’da Juventus ve Milan gibi devler skandala karıştıkları için birinci ligden ihraç edildi ama kimse futbolun suç eğilimini körüklediği iddia etmedi” diye konuşuyor.
Şapina kardeşler 3.5 milyon euro kazanmış
Hileli spor karşılaşmalarının son derece kârlı bir iş olduğu ise kesin. Bir Alman haber dergisine göre, Hırvat bahis mafyasının babaları Şapina kardeşlerin çeşitli Asya bankalarındaki hesaplarında, şikeli maçlarla kazanılmış 3,5 milyon euro bulunmuş.
© Deutsche Welle Türkçe Srecko Matic / Çeviren: Ahmet Günaltay Editör: Hülya Topcu (Deutsche Welle)