Ülkemizde vatandaşlarımızın bahis oynama isteklerini giderebilmeleri için varlığından şikayetçi olmadıkları ama nasıl olduğundan oldukça şikayetçi oldukları bir oyun var ve bu oyunun adı İddaa. İddaa oyunu kimilerinin iç dünyalarında yaratmış oldukları birtakım felsefelerden ötürü kumar oyunu olarak görülmeyebiliyor. Fakat işin bir de bilimsel kısmı var. İddaa ortaya para konarak oynanan bir talih oyunu olduğundan ‘kumar oyunları’ başlığı altına giriyor ve bu nedenle keyifli bir eğlence aracı olmasının yanı sıra bağımlılık yaratma riski taşıyor. 2007 Mart ayı itibarıyla en büyük gerekçe olarak ‘sosyal sorumluluk’ gösterilerek özellikle Kıbrıs üzerinden hizmet vermekte olan veya Avrupa Birliği sınırları içerisinde oldukça saygın konumlara sahip olan bahis şirketlerinin Türkiye‘ye hizmet vermesi yasaklandı. Vatandaşlarımıza sadece devlet kontrolünde oynatılmakta olan İddaa oyunu ile bahis oynayabilecekleri 5583 numaralı kanun ile onlara söylenmiş oldu. Fakat devletin bu sosyal sorumluluk hadisesinde ne kadar samimi olduğu üzerinde ciddi kuşkular oluşmuş durumda. Sektörün uzun vadeli devamlılığı için tüketicinin kumar bağımlılığından nasıl korunabileceğine dair henüz hiçbir önlem alınmıyor. Son dönemdeki bütün ısrarlarımıza rağmen bunun tam aksine olan uygulamaları gözlemlemek ise bizi giderek daha fazla endişelendiriyor. İddaa, Türkiye‘de yasaklı olarak ilan edilmiş olan bütün şirketlerde yer alan hiçbir ‘sorumlu oyun’ aracını kullanmamakta ve yine bu şirketlerin hiçbir ülkede yapmalarına izin verilmeyeceği (zaten bu şirketlerin de yapmaya asla tenezzül etmeyecekleri) reklam kampanyalarını yapmaya devam etmektedir.
Hergün dolaşmakta olduğunuz internet sitelerinde ‘İddaa oyuncuları 1 günde 21 Milyon YTL kazandı. Var mısın İddaa‘ya’ şeklinde olan reklamlar (banner) gözümüze çarpıyor son dönemde. Demek ki yapılan yanlışlarda ısrar etmek istiyorlar. Banner‘da kullandığınız bu slogan, İddaa‘nın keyifli vakit geçirmeye yarayabilecek bir kumar oyunu olmasından çok onun bir kazanç kapısı olabileceği imasını taşımakta. İddaa yetkilileri bu yanlışın aleniliğinin farkında değiller mi? Bu tip imaların birgün onların sonunu da getirebilecek hatalar olduğunu bilmiyorlar mı? Gelişmekte olan bir ülkede gelişmekte olan bir oyun oynatıyor olabilirsiniz. Ve fakat bu, sizin işinizi biraz daha duyarlı yapmanız önünde herhangi bir engel değildir.
Her reklam kampanyasında ’18 yaşından küçüklerin oynaması yasaktır. Lütfen sorumlu bir şekilde oynayınız’ benzerinde olan ifadelerin reklamla beraber verilmesi gerekirken ve biz tam da bu tip konulardan bahsetmeye başlamışken ‘İddaa oyna, milyonlar kazan’ anlayışı yine ne yazık ki hortlamış durumda.
Bütün bunlar hep söylediğimiz gibi bu işlerin hukuki tarafındaki başıboşluktan ve ülkemizde kumarın tanımının yanlış bir şekilde algılanıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu başıboşluk ve yanlışlık aşağıdaki sorunların tümünün nedenidir;
-İnternet üzerinden özgürce bahis oynamak isteyen tüketicinin önüne engeller çıkartılması ve bunun yasal düzenlemelerle engellenmeye çalışılması.
-İddaa‘nın kumar oyunu olma yönü ‘Süper lig klüplerine ve X, Y, Z kurumlarına katkı’ gibi sebeplerle gölgelenerek farklı ve bağımlılık riski taşımayan masum bir oyunmuş gibi gösterilmesi.
-Medyadaki büyük kalemlerin bu konuda ağız birliği etmişcesine İddaa‘nın günah çıkartma seremonisine katılmaları ve sektörel bilinçten yoksun olarak bu konu hakkındaki doğru ve yanlışları kendilerine göre kitlelere empoze etmeye çalışmaları.
-Hiçbir ‘sorumlu oyun’ modelinin kurulmaması ve uygulanmaması.
Örnekler çoğaltılabilir. Halbuki devlet nezdinde kumarın tanımını samimi bir şekilde yeniden yaparak bu konuyu meşru hale getirsek (şimdi yaptığımız meşruyet çalışmaları yerine) hem kayıt dışı pazarın önüne geçebilir (asla engellemek değil kayıt dışıyı kayıtlı hale getirmekten bahsediyorum) hem de pazarın içindeki tüm tüketicileri de beraberinde birçok riskten korumuş oluruz. Kumar kötüdür, İddaa iyidir anlayışını yok edip yerine kumar bağımlılığı kötüdür ve kumar oynamak bireysel özgürlüklerle ilgili bir tercihtir anlayışını oturtmamız gerekiyor. Buradan yola çıkarak yapılacak yeni düzenlemelerle Türkiye‘ye vergi vererek hizmet vermek isteyen (sanki bu şirketlere soruldu da onlar biz vergi vermeyiz dedikleri için yasaklandılar..) diğer şirketlerin de önü açılacak ve buralardan bahis oynayan insanların da para akışları kontrol altına alınacaktır. Çünkü diğerlerini yasaklamak için bahane kalmıyor ortada siz kumarı doğru bir şekilde anladığınızda ve tanımladığınızda. Fakat bu bilinç düzeyine gelebilmek için öncelikle devletin demokrasiyle işleyen ve hukuk sisteminin doğru olarak çalıştığı bir kurum haline gelmesi gerekiyor. Çünkü ancak böyle bir sistemde siz, sizi yönetenlere ‘tek başınıza’ haksızlığa uğradığınızı kabul ettirebilir ve kanıtlayabilirsiniz. Şu anda maruz kaldığımız haksızlıkları hukuki mercilere anlatacak olsak büyük ihtimalle hakimler bize ilk duruşmamızda ‘Evladım sen neden kumar oynamak için böyle şeylerle uğraşıyorsun’ diyerek bizi kapı dışarı ederler. Çünkü kimse konunun özünü bilmiyor ve bilmeye doğru giden bir hava da yok hiçbir yerde. Bu nedenle Türkiye‘nin anayasal sisteminde köklü değişiklikler olmadan (Yeni bir anayasa yapılmadan) özellikle internet bahisçisi de hakları için yıllar yılı bekleyeceğe benziyor. Şu anki anayasal sistem sadece kaymağı yemekte olan tabaka bir değişim istediğinde (veya hak teslim etmek istediğinde) bu değişimin gerçekleşmesine olanak veriyor. Bu nedenle 12 Eylül anayasasının yerine bireysel tercihlerin ön plana alındığı ve bunlara toplumun hiçbir kesimini ayırt etmeden ‘saygı duyan’ yeni bir anayasaya mecbur olduğumuzu düşünüyorum sevgili okurlar. Çünkü bu tip bir anayasada devlet eğer kendi modelini kuramayıp bir vergi sistemi oluşturamaz ise o zaman vatandaşına ‘Sen buradan oynayacaksın. Öteki şirketlerin banka hesaplarını ve senin de kredi kartını bu işlemlere kapatıyorum” diyemez. Eğer memnun olmadığı bir durum var ise kendisini insanların tercihlerine göre uyarlar ve sektörleri buna göre düzenler. “Kapattım, al sende bunla idare et. Zaten kumar da kötü birşey. Ben neyin kötü neyin iyi olduğunu senden daha iyi biliyorum” anlayışı yok olur. Mecburiyet nedeni budur.
Yazıyı bitirirken şunları tekrar vurgulamak istiyorum. Kumar, bireyler için bağımlılık riski taşımakta olan bir olgudur. Kumar bağımlılığı riski ise bir oyunda talihe dayalılık ve kazanç kapısı olarak algılanma olgularının bir arada bulunuyor olmalarının doğal sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İddaa’da talihe dayalılık yoktur denemeyeceği ve kimileri tarafından bu oyun kazanç kapısı olarak da algılanabileceği için İddaa oyunu kumar bağımlılığı riski taşımaktadır. İşte bu nedenle devlet, oynatmakta olduğu bir kumar oyunu için kumar bağımlılığına dair önlemleri almak/aldırmak zorundadır. Bu oyunun reklam kampanyalarında kullanılmakta olan ‘İddaa oyna, milyonlar kazan’ veya bu gibi anlamlara gelebilecek ‘İddaa‘cılar yine köşeyi döndü’ iması taşıyabilecek reklamlara yasal düzenlemeler aracılığıyla son verilmelidir. Aynı yasal düzenlemelerde tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi örneğin ‘İddaa tahminlerinde daha başarılı olan kimselerin’ hayattaki başarıyla paralel bir anlam çıkartılmasına mahal verilebilecek reklam kampanyalarına da müsade edilmemelidir (Örneğin İngiltere‘de pokerde iyi blöf yapıp daha fazla el kazanmayı tüm hayata dair olumlu bir kişisel özellik olarak gösteremezsiniz.O reklam yayın izni alamaz.). Bütün bu yasal düzenlemelerin çerçevesi içinde kumarın tanımı yeniden yapılmalı ve devlet oynatmakta olduğu oyunların aslında ne olduğu realitesiyle yüzleşmelidir. Bunun sonucunda da insanları kumardan değil kumar bağımlılığından koruma şeklinde yeni bir misyon oluşmuş olacaktır. İçinde bulunduğumuz mevcut durumun (Özel şirketlerin yasaklanması ve İddaa‘nın meşrulaştırılması) sosyal sorumlulukla hiçbir ilgisi bulunmamakta ve İddaa özellikle Süper Lig klüplerine yapmakta olduğu katkılar nedeniyle ‘meşru’ gösterilmeye çalışılmaktadır. Yasaklı sitelerden bir yolunu bulup oyun oynayan vatandaşlarımız ise kendi devletlerinin onlara yasak etmiş olduğu sitelerde diğer devletlerin almış olduğu sorumlu oyun önlemleri sayesinde daha ‘sosyal sorumlu’ oyun ortamlarında kumar oynamaya devam etmektedir.
Sizleri, yönetmekte olduğunuz ülkede yaşayanlara veya hizmetini vermekte olduğunuz oyunun müşterilerine karşı daha saygılı olmaya davet ediyorum. Bu saygıyı en başta bireysel tercihlere karşı göstermek zorundasınız. Sonrasında bu bireyleri her gelişmiş ülke devletinin yapmakta olduğu gibi sektörün içindeki çeşitli risklerden korumakla yükümlüsünüz. Buna eninde sonunda mecbur olacaksınız ve o dönem geldiğinde sizden düzgün çalışan bir hukuk sistemi içerisinde geçmiş için ilk hesap soran kişi ben olacağım. Şimdilik iyi çalışmalar…
Berkay Tanyolaç – 26.10.08
Not: Bu yazı odeonbet-giris.com‘a özel olarak yazılmıştır. Herhangi bir basın – yayın organından alıntı değildir. Kaynak göstermeden haberlerimizi ve köşe yazılarımızı yayınlayan basın – yayın organlarına karşı her türlü yasal haklarımız saklıdır.