DHA’dan Hakan Aytaş’ın 10 Ağustos 2010 tarihli haberi: Almanya’da otomat bağımlılarının sayısı her geçen gün artıyor.

Ülkede şu an 290 bin otomat bağımlısı var. Bağımlı olmaya yakın kişilerle birlikte bu sayı 340 bini buluyor. Köln’de yaşayan 25 yaşındaki otomat bağımlısı Mustafa K. aylığını son kuruşuna kadar otomata yatırdığını ve bu yüzden ailesiyle ciddi sorunlar yaşadığını söyledi. Kafeteryasında otomat bulunan Şahin Köseoğlu ise, bu otomatları kaldırdıkları taktirde işyerlerini kapatmak zorunda kalacaklarını ifade etti.

Ülkede şu an 290 bin otomat bağımlısı var. Bağımlı olmaya yakın kişilerle birlikte bu sayı 340 bini buluyor. Bunların bir çoğu bağımlı olduğunu bilmediği veya kabul etmediği için tedaviye yanaşmıyor. Şans Oyunları bağımlılığının hastalık olarak kabul edildiği Almanya’da 2008 yılında sadece 7 bin 300 kişi tedavi için bir danışma merkezine başvurdu. Danışma merkezlerinden yardım isteyen bağımlıların büyük bölümü işlerini, ailelerini ve tüm mal varlığını kaybetmiş kişiler. Otomat bağımlılarının yüzde 80’i erkeklerden oluşuyor. Berlin’de açıklanan 2010 Bağımlılık Raporu’na göre otomatların 2002 yılında 5.7 milyar Euro olan cirosu 2008 yılında 8.1 milyar Euro’ya çıktı. Birahane, lokal ve Oyun salonlarındaki otomatların sayısı sürekli artıyor. 2005 ve 2009 yılları arasında ülkedeki otomat sayısı ikiye katladı. Şu an Almanya’da birahane ve lokallerde 6 bin 533, Oyun salonlarında 3 bin 602 otomat bulunuyor. Boşalan işyerlerinin yerine ise Oyun salonları açılmaya devam ediyor.

SON KURUŞUMA KADAR OYNARIM

Köln’de yaşayan 25 yaşındaki otomat bağımlısı Mustafa K. yaşadıklarını şöyle anlattı:

‘Elime para geçtiği sürece her gün oynuyorum. Günde 10 saat çalışıp tüm aylığımı kuruşuna kadar buraya yatırıyorum. Param yoksa arkadaşlardan borç istiyorum. Borçlarım arttığı zaman geceleri uykum kaçıyor. Ailemle para yüzünden sürekli kavga halindeyim. Makineden zengin olmak gibi bir beklentimiz var. Çok kötü bir alışkanlık. Sizi çevrenizden uzaklaştırıyor. Tüm dünyayla ilişkinizi kesip bu makinenin başında oturuyorsunuz. Hiç kimseyle oturmak, konuşmak istemiyorsunuz. Tek derdiniz para bulup Oyun oynamak oluyor. Bir ortama girdiğinizde ise otomat oynadığınız için küçük düşürülüyorsunuz. Oynamayanlar size hiç iyi gözle bakmıyorlar. Kısacası faydası yok, zararı çok. Bu hastalığın tedavisi varsa hemen gider tedavi olurum.’

OTOMATLAR OLMASA İŞYERİMİZE KİLİT VURURUZ

Kafeteryasında Oyun makineleri bulunan Şahin Köseoğlu:

‘İnsanlar otomattan para kazanacakların düşünüyorlar. Belki bin Euro kazanırsınız ama en az yüz mislini geri verirsiniz. Otomat uyuşturucu gibi bir bağımlılık. Ha uyuşturucu içmişiniz ha otomat oynamışsınız. Benim işyerimde var ama kimseye oynamasını tavsiye etmem. Otomat yuva yıkar. İnsan ailesinden çocuklarından uzak kalır. Cebindeki tüm parayı bırakıp gidenler oluyor. Oyuna devam edebilmek için bizden 50 Euro isteyip yalvarıyorlar. İnsanlar kişiliğini, gururunu ayaklar altına alıyor. Eşinin altınını satanları, hırsızlık yapanları gördüm. İnsanım diyen, ailesini, kendini seven otomattan uzak dursun. Ben dükkanı alırken bu otomatlar vardı. Bunları kaldırdığım zaman ne elektriğimi ne kiramı ödeyebilirim. Dükkanı kapatmam lazım. Eğer devlet istese otomatların hepsini kaldırır. Ama otomatlara giren paranın yarısını devlet vergi olarak alıyor’ şeklinde konuştu.

TEDAVİSİ MÜMKÜN

Uzmanlar kumar bağımlılığı çerçevesinde değerlendirilen otomat bağımlılığının tedavisinin mümkün olduğunu söylüyorlar. Üç aydan bir yıla kadar klinikte görülen tedaviye sonra dışarıda devam ediliyor. Almanya’da otomat bağımlılığına yardımcı olan çok sayıda kurum bulunuyor.