Bugün Gazetesi’nden Aykut Işıklar’ın köşesinde 03 Haziran 2008 tarihinde yeralan Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Av. A. Erdem Akyüz imzalı yazı: Bu konu ile ilgili çok yazı yazıldı. Kumar oynamak için hafta sonlarında Kuzey Kıbrıs, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan hatta Monoko ve Fransa’ya gidip milyonlarca dövizi bırakan insanların engellenmesi gerekir dendi.

Yurtdışına kumar da olsa kaçırılan para, milli servetimiz dendi.

Hatta naçizane ‘Antalya ve civarındaki beş yıldızlı otellerde Casino iznini verin. Ama yılda bilmem kaç lira vergi verenleri içeri sokun’ dendi…

Başbakanımız uçup giden bu dolarlar ile ülkemizde neler yapardı ama birisi ciddi rapor hazırlayıp önüne koysa…

Madalyonun diğer yüzü daha da çirkin. İstanbul’daki lüks semtlerde her sokakta gizli çalışan bir kumarhane var.

Adamlar paralarını cebine koymuş, bir odada buluşmuş. TV’de maç seyrederken ‘tek mi çift mi’ oynarsa polis ne yapacak buna?.. Cezası da 200 YTL…

Bu ülkede kumar oynanıyor ve oynayanları kimse engelleyemiyor. Balkan ülkelerindeki Casinolar Türk halkı ile bu kadar büyüdü, gelişti. Lütfen kabul edelim bunu.

Ama birileri ‘Devlet, vatandaşını kumar oynamaya teşvik edemez’ demekte ısrar ediyor. İşte devletin neler yaptığının listesi… Av. A. Erdem Akyüz ne güzel toparlamış; ”Öğrenim olanağı bulamayan, iş bulamayan, bulduğu işte karnını doyuracak ücret alamayan, geleceğe ilişkin hiçbir umudu ve güvencesi kalmayan insanların tek umudu “şans oyunları ve kumar.”

Doğumdan ölüme, evlilikten boşanmaya kadar tek beklenti “ya çıkarsa.” “Haftanın günleri” yedi ama “kumar günleri” çok daha fazla. İnanmıyorsanız sayın. İşte listesi: Pazartesi “On Numara”, Çarşamba “Şans Topu”, Perşembe “Süper Loto”, Cumartesi “Sayısal Loto”, Cumartesi, Pazar “Spor Toto”, Cumartesi, Pazar “Spor Loto”, Her gün “İddaa” (ismi bile saçma), Her gün “Kazı Kazan”, Her ayın 9, 19, 29’unda “Milli Piyango”, Hemen her gün “At Yarışları”, lokallerde ve internette oynananlar ise “sınırsız…”

Bir “sosyal hukuk devletinde” insanca yaşamanın ve umudun bu kadar yitirilmesi ve kumara bağlanması görülmemiştir. Anayasa’da yer alan “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” tümcesinden hareket eden devlet, gerekli güvenliği “kumar” ile almış ve gerekli teşkilatı “Milli Piyango Genel Müdürlüğü” ile kurmuştur.

Şimdi “altın yumurtlayan bu tavuğu” yabancı sermayeye satmak kalmıştır ki “işin kaymağını” yabancılar yesin. Devlet böyle yaparsa kişiler de ondan aşağı kalacak değil ya. Basın yayın organlarının, televizyonların düzenlediği öyle yarışma programları var ki “içler acısı.”

Bunlar arasında, son günlerin en gözde yarışması “Var mısın, Yok musun” isimli olanı.Yarışmacılar birbirine soruyor: “Kutunda ne var, kutunu nasıl hissediyorsun!” Haftanın her günü saatler boyu sürüyor. Bu programların en eskileri; bir ifade hatasına kurban giden sunucusu ile “Turnike” ve onu izleyen “Kim 500 milyar ister.” İki eski hakemin sunduğu “Şansa Bak” ve “Düello” ile her telden çalan, belden aşağı vuran sunucusu ile “Çarkıfelek” yanında “Rus Ruleti”, “Şans Yolu”, “Şans Kapıyı Çalınca” ve daha neler neler.

Kredi kartını ödemek, en temel gereksinmelerini karşılamak, ameliyat olmak, yaşamak veya ölmek için başka çıkar yol bulamayan, bütün ümidini yitirmiş binlerce insanın kuyruğa girdiği, yarışmacılarının aşağılanmasının serbest olduğu, sıradan jüri üyelerinin, dünya ve Türkiye sorunları üzerinde ahkam kestiği ve en yüksek reytingi yapan bu programlar arasında “Alaturka Pop Starlar”, “Dest-i İzdivaçlar” da yerini alıyor.

Telefonda sesini duyduğu, ekranda şöyle bir gördüğü ve paravan arkasında “görücüye” çıktığı kadına veya erkeğe soruyor “Kaç lira maaş alıyorsun?” Sonra hep birlikte göbek atmaya başlıyorlar. İşte, toplumun geldiği nokta burası. Av. A. Erdem Akyüz.”