Yeni Asya Gazetesi’nden Çetin Kaska’nın 16 Ekim 2008 tarihli köşe yazısı: İddaa adındaki bahis şirketi Türkiye’deki tüm iletişim araçlarını kullanarak insanları kumara teşvik etmeye ve zehirli alışkanlıkları özellikle gençlere enjekte etmeye devam etmektedir.

Devletin görevi milletine yararlı olan ve milletin menfaatini gözeten kurum olması gerekirken maalesef bu zararlı alışkanlıklar devlet eliyle insanlara empoze edilmektedir. Nitekim küçük yaştaki genç nesiller kumarla tanışıyorlar. 18 yaş sınırı sadece bayii sahiplerinin insafına bırakılmış. Onlarda nasıl fazla para kazanabiliriz zihniyetini benimsedikleri için kurallara pek riayet etmiyorlar.

Geçen gün okula giderken yol kenarınki bayide İddaa oynamak için sıraya girmiş 12-13 yaşındaki çocukları görünce tehlikenin vahametini fehmettim. Gelecek nesiller için düşüncelerim hiçte olumlu olmadı. Medeniyetlerin beşiği Avrupa alkolik ve madde bağımlısı olmayan bir nesil yetiştirmek için can atarken sahi biz gençleri kötü alışkanlıklara alıştırmak için uygun ortam hazırlıyoruz. Ülkemizde bir tane iddaa bağımlıları için dernek yoktur. Oysa alkol, uyuşturucu bağımlıları için sayısız dernekler mevcut. İddaa bağımlısının uyuşturucu bağımlısından farkı nedir?

Hızlı kolay para kazanmanın yolarını anlatan gazeteler iddaa ve benzeri bahis oyunlarını sütten çıkmış ak gibi göstermeleri idda’nın kumar olduğu gerçeğinin önüne geçen bir olguya dönüşüyor. Bu olgu halka öyle benimsettirilmiş ki insanlar tüm servetlerini iddaa’ya yatırabiliyorlar. Çünkü onları bu konuda ikaz edecek veya bilgilendirecek bir yasal düzenleme yok. Ama iddaa’nın en çok oynandığı İngiltere de kumarın zararları reklâm panolarında boy gösteriyor.

İddaa gençlere emek vermeden para kazanmayı elverişli bir eylemmiş gibi gösteren, çalışmayı önemsemeyen, hatta dalga geçen bir çarpıklığa bile dönüşebiliyor. Bu bilinci benimseyen bir gençlik alın teri dökmeden kolay para kazanma hayaliyle kumar bataklığının kurbanı oluyor. Bu gibi oyunların halkın onayını almadan, değerlendirilmeden devlet eliyle oynatılması akılara soru işaretlerini getirmiyor değil.

Bir oynayanın, onun cazibeli, çekici ve aldatıcı havasına kapılıp bir daha bırakmadığı tutsaklığa dönüşen bu oyunun küçük yaştaki çocuklar üzerinde yaratığı etkiyi göz önüne aldığımızda tehlikeyi belki daha iyi anlayabiliriz. İddaa sadece çocukları etkilemiyor gördüğünüz gibi hayatın her safhasına sirayet etmiş. Sporun fairplay ruhuna uygun olmayan olayların yaşanmasın aracılık yapıyor. Neredeyse her gün bahis oyunlarına karışan sporcuların isimleri haber oluyor.

Hafızalarda belki kalmıştır. Milli futbolcu Gökdeniz’in bahis oyunlarına karıştığı olayı ve İtalya’daki bir kulübün küme düşmesi, Avrupa’daki skandallar bunların hepsi İddaa’nın kötü örnekleridir. İddaa belki beli oranda takımlara destek sağlıyor ama bu şikelerle yarardan çok zarar veriyor. Kısacası dünya futbolu ve gençlik iddaa’nın kötü pençesine düşmüş durumda. İddaa; hayata iddiası olmayanların oyunudur.