Sabah Gazetesi’nden Şelale Kadak’ın 25 Temmuz 2008 tarihli köşe yazısı: Şu sıcak yaz günlerini sanırım daha da ısıtacak olan bir ihale 12 Ağustos’ta yapılacak. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, son yılların en popüler bahis oyunu olan iddia için ikinci kez ihaleye çıkacak.
Ancak bu dünyanın içinde olanlardan ve de ihaleye hazırlananlardan bazıları ısrarla iki kez iptal edilen şartnamenin son şeklinin birilerini adres gösterdiğini ileri sürüyor. Bu hakikaten üstünde durulması gereken bir konu. Birazdan bu konuya değineceğim ama önce ihaleye hazırlık yapan grupları hatırlatalım.
Şartname alan şirketlerden Doğan Holding İtalyan ortağı Lottomatica ile, Esas Holding İngiliz Ladbrokes ile ihaleye hazırlanıyor. Mevcut yüklenici firma olan ve şans oyunlarını Doğu Avrupa, İtalya, Güney Amerika, ABD’nin bir iki eyaleti ile Rusya’da kuran Yunanlı Intralot ile Mehmet Emin Karamehmet’in ortak olduğu İnteltek’in de ihaleye sıkı hazırlandığını unutmamak lazım. Gelen haberlere göre, bir ara Fiba Holding’in de ilgilendiği ihalede İngiliz Coral’ın, Meteksan’ın, Austria Lottary’nin de adı geçiyor.
Türkiye’de futbol bahis oyunları sisteminin altyapısı için ihale 2001’de olmuştu. Altyapı kurulduktan sonra da 2003’de bahis oyunlarının ihalesi yapıldı ve iddaa markası o tarihten sonra giderek popülerleşti.
Öyle ki anlatılanlara bakılırsa, İnteltek, ilk yılın planında 1 milyar dolar ciro yapacağını ilan ettiğinde, cirosu ancak birkaç milyon dolarlar mertebesinde olan Spor Toto ile Milli Piyango yöneticilerine epey uçuk gelmişti. Ama gel gör ki iddaa, hedeflenenin 1 milyar dolar cironun dahi üstüne çıkarak ilk yılı kapattı.
Demek istediğim bu iş oynayanlardan ziyade oynatanlara iyi para kazandırıyor, tabii risk yönetiminin çok iyi kurgulandığı takdirde. Devletin de sıkı gelir elde ettiğini unutmamak gerekiyor.
Yüzde 6’nın altı macera!
Gelelim 12 Ağustos’ta yapılacak ihale öncesi piyasalarda konuşulanlara…
İhaleye katılan firmalardan istenen ciro 1.5 milyar dolar. Ciro üzerinden en düşük komisyon oranını teklif edecek olan firma bu ihaleyi alacak. İsmini vermek istemeyen bir haber kaynağım, yüzde 6-7’nin altında verilecek herhangi bir rakamın macera olacağını söylüyor. Anladığım şirketlerin hukukçularının harıl harıl şartname üzerinde çalıştığı ve ihale sonrası iptal istemi için şimdiden hazırlandıkları… Lafı fazla uzatmadan ihaleye hazırlananlardan birine ait olan şu görüşlere yer vermek istiyorum:
“Şartnameye tecrübe faktörü konmuştu. Yani satış noktası adedi ve ciro. İlk çıkılan ihale ilanında satış noktası adedi 2 bin 400 idi. Bunu şimdi 1000’e düşürdüler. Peki o güne kadar neredeydiniz diye sorar insan? İdare bir yıl bunun çalışmasını yaptı, şirketlerle görüştü. Niye 2 bin 400’dü ilki? Onu da şu anki mevcut şirketin 4 bin satış noktası olduğundan hareket etmiş ve bunun da yüzde 60’ını almışlardı. Şimdi herkes ihaleye katılan şirketlerden hangisinin en düşük satış noktası adedi var ona bakıyor, bunu bulmak hiç de zor değil.
Örneğin Lottomatica’nın satış noktası adedinin düşük olduğu biliniyor. Şirketler kazanamadıkları takdirde dava konusu olacak.
Bırakın geçmişi falan. İhale Kanunu’nda, son beş yılda sözleşme ile proje değerinin en az yüzde 25’ini gerçekleştirme şartı aranıyor. Buradan hareket edereken, 6 bin tane satış noktası istiyorsun, bin tane gezici satış noktası istiyorsun. Yani 7 binin yüzde 25’i, 1750 terminal yapar niye buna değil de 1000’e düşürüyorsun, o zaman bu ihale kanunu yanlış mı?
Niye bunu ayrıca son dakikada yapıyorsun?”
Açıkçası ben başka iddialar da duyuyorum ancak belgesiz bunları dile getirmek anlamsız. Hem zaten haksız bir ihale olduğu takdirde şirketlerin ayağa kalkacağına her türlü bilgiyi, belgeyi kamuoyuna sunacağına eminim.