Habertürk‘den Fatih Altaylı’nın 18 Ağustos 2008 tarihli köşe yazısı: İktidara yakın gazeteler ve onları takiben Akşam gazetesi, Ergenekon‘daki doğruluğu tartışılır iddialardan bir bölümüyle Doğan Grubu‘na yönelik bir saldırı başlatınca, Doğan Grubu iktidar yanlısı basını es geçip, Akşam‘ın patronu Karamehmet‘e yönelik bir ‘Kontratak’ başlattı.
Neden diğerleri değil de, Karamehmet‘e saldırdılar dersiniz!
Yanıt basit.
Karamehmet‘le Doğan yakında İddaa ihalesi için karşı karşıya gelecekler de ondan.
Doğan her zaman yaptığı gibi, ticari bir rakibini ‘İtibarsızlatırmaya’ çalışıyor.
Başta Ertuğrul Özkök olmak üzere Doğan medyası yazarlarının ‘Hisli, basın ahlakı isteyen’ yazılarına aldanmayın.
Doğancılar ‘Doğruluğu kesinlememiş, yargı kararına dayanmayan, kendilerini küçük düşürmeye yönelik asılsız haberlerden’ yakınıyorlar.
Okudukça gülüyorum.
Belki haklılar.
İyi de bu yöntemlerin mucidi kim?
Tabii ki, kendileri.
Yıllarca bakanlarla, başbakanlarla işbirliği içinde ticari rakiplerine saldırmadılar mı?
İçi boş, hiç bir sonuca ulaşmayan operayonlar için bastırıp, bu operasyonlarda genelde suçsuz yere töhmet altında bırakılan kişileri gazetelerinin birinci sayfalarından karalamadılar mı?
Aydın Doğan, aleyhinde tek bir yargı kararı olmayan ticari rakiplerini gazetelerinde ‘Kriminal’ diye nitelendirip, asılsız önyargılar oluşmasına neden olmadı mı?
Bazı gazetecileri ‘Doğan İstihbarat Teşkilatı’ gibi kullanıp, bazen yazılan, bazen de yazılmayan haberlerden avantaj sağlamadılar mı?
Peki şimdi bu yaygara, bu ağlak ifadeler niye?
Siz yapınca oluyor da, size yapılınca mı olmuyor!
Üstelik bir yandan ağlarken, bir yandan hala ticari amaçlarınıza hizmet ediyorsunuz.
Karamehmet‘le bugünkü kavganızın nedeninin İddaa ihalesi olmadığına inanacak bir tek ferdi vahit var mı bu ülkede!