Bahisklavuz‘dan Umut’un 08 Ağustos 2008 tarihli yazısı: Şu meşhur Türkiye‘de yeni bahis tekeli kim olacak ihalesinin yapılmasına sayılı günler kaldı. Bahis eşrafında sessiz, gergin bir bekleyiş var. Herkes ihalenin sonucunu üç aşağı beş yukarı bildiği için ihale sonrasına kilitlenmiş durumda. Ve bütün umut geri çekilen şirketlerin dönmesine bağlanmış durumda. Sivri bir şekilde kalemini oynatan 1-2 kişi ya var ya yok. Öyleyse meydanı boş bırakmamalıyız değil mi? Yaratılan bu tekelde kimler ne kadar suçlu gelin bir yüzleşelim, bir iç hesaplaşmaya geçelim.
Öncelikle süreci biraz baştan ele alalım. İlk İddaa denen bahis tekelinin oluştuğunu duyduğumuz günlerde hepimizin yüzü gülmüştü. Birçok kişi netten bahis oynuyor ama gerek para yatırıp çekmede yaşadığı irili ufaklı sorunlar, gerekse olası uğradığı haksızlıklar karşısında hakkını arayabileceği bir merci olmamasının sıkıntısıyla, artık paramız devlet güvencesi altında diye yüzler gülmüştü. Ta ki ilk bülten çıkana kadar!
Oranlar herkesi dumura uğratmıştı.1.10 lar 1.05 ler,1.02 ler…
Utanmasalar 0.90 oran vereceklerdi,ki ben hala böyle bir hamle bekliyorum ÖTV vergisi adı altında…
Netten haberi olmayan kitleyi yanlarına almışlardı, çünkü bahis ilk oynayan kişi için çok kolay bir para kazanma aracıdır. ‘lan Hilmi nolcak oğlum,4 maçı bir araya getiremiyceksek ölelim!’ Zamanla görüldü ki o zorunlu 4 maç bir araya gelmiyordu.Sonraları bazı liglerde lutfedip 3 maça indirdiler bu zorunluluğu. Çok enteresan 3 maçta gelmiyordu bir araya. Sonra sanki çok büyük bir yenilik bir ayrıcalık yapıyorlarmış gibi devasa reklamlarla alt üst oyununu açtılar. Ana bir baktık ki bazı liglerde var bu oyun,bazılarında yok, hatta bazı liglerin bazı maçlarında var bazılarında yok. Bunlardan biri de Türkiye Süper(!)Ligi.
İddaa yetkililerine bu durumu direkt sorduğumuzda hep alınan cevap aynıydı: RİSK YÖNETİMİ! Nasıl bir risk yönetimiyse kendi ligimizin maçlarının bile alt üst oyununu riskli görüyordu,tüm dünya bahis siteleri görmezken hem de…
Haklı oldukları tek bir yan vardı, devletin almış olduğu fahiş vergiler. Durum çok açıktı aslında devlet inteltek‘e,inteltek vatandaşa… Sonra hepsi uşağa!
Ha bu arada baktılar ki ciroları düşüyor,çünkü İddaa‘dan oynayan kesim yavaş yavaş oranların düşüklüğünün, 3 maç zorunluluğunun, kafaya göre bahis açmanın aslında ne demek olduğunu keşfetmişti. Tam bu esnada meşhur yasa çıktı. Netten kumar kontrol altında! Sanal kumarbazlara göz açtırmayacağız!
Çok ilginç değil mi, Betfair‘den oynayınca sanal kumarbaz, Bilyonerden oynayınca VATANINI SEVEN PARASINI DIŞARI KAPTIRMAYAN bilinçli bahis oyuncuları oluyorduk. Parayı dışarı kaptırmamak diyince, bir dönem reklamlarda bunu da kullandılar, hep o reklamlarda gözüm dürüst olup İddaa‘yı oynatan şirketin Yüzde45 ortağı Bir Yunan firması olan İntralot‘un ismini aradı. Ama yoktu bu isim elbette, paranın yüzde45‘nin komşuya gittiğini söylemek o kadar kolay mıydı?
Netten oynanan birçok yolu kestiler, birçok oyuncu neti bırakıp İddaa‘ya dönmüştü. Hedefledikleri oyuncu sayısına ulaşmışlardı anlaşıldığı kadarıyla. Her defasında liberal olduğunu ve özgürlükleri savunduğunu anlatmaya çalışan bir parti döneminde, bahis babalar gibi tekelleşiyordu.
Üstelik bunu ülke çıkarlarımız için yaptıklarını söylüyorlar, gözümüzün içine baka baka gerçeği bizden saklıyorlardı. Pastanın sadece bir şirkete ikram edilmek yerine,dilimlere ayrılıp bir çok şirkete ikramı sağlansa, vergi oranları makul seviyeye çekilse, bireylerin kazançlarından da yine makul bir vergi alınsa ve dünyaca ünlü şirketler devletin lisansıyla ve güvencesiyle burada bahis oynatsalar, rekabetten dolayı insanlar daha yüksek oranlardan bahis alsa, en avam piyasa tabiriyle sürümden kazanılsa vatana daha faydalı olmaz mıydı? Liberallliğin ve özgürlükçülüğün gerektirdiği bu değil miydi? Ama olur mu,o zaman İnteltek ve İntralot nasıl palazlanıp, sermayelerine sermaye katacaktı?
Şimdi yeni bir ihale dönemi ile karşı karşıyayız. Birkaç gün sonra bu ihale yapılacak ve söylentiler o yönde ki Aydın Doğan ve ortağı Lottomatica bu ihaleyi alacak. Hem de tam 10 yıllığına. İhalenin bir kaç kez ertelenmesi, ihale şartnamesinin Aydın Doğan‘ın isteğiyle değiştirildiği söylentileri ve bu söylentilerin Aydın Doğan grubu tarafından yalanlanması! Özellikle bu yalanlamaya çok şaşırdım(!) Ben olsam Medya Tekelini oluşturmaya çalışıyorum, Futbol yayın tekelini yavaş yavaş oluşturmaya başladım, Tekel benden sorulur o yüzden Bahis tekeli de ben olacağım derdim. En azından dürüstlükten prim yapardım. Neyse.. Aslında alan isim önemli değil, Aydın Doğan olur, Ahmet olur, Mehmet olur, burada sistemi ve ihaleyi sorgulamak lazım. Yukarıda ideal lisans sistemini yazdım, bir de mevcut olana ve 10 yıl süreceğine bakın.
Şimdi bunların birçoğu zaten bildiğimiz şeyler esasa gel dediğinizi duyar gibiyim. Aslında varmak istediğim bir esas yok, sadece ihaleye sayılı günler kala (her ne kadar bir süre sonra tekrar unutacakta olsak) bazı şeyleri hatırlatmak istedim siz bahisseverlere. Biraz da suçun biz de olduğunu söylemeliyim. Bu soyguna ortak olup İddaa oynuyoruz. Kronik Halk hastalığımız, önüne dayatılanı ye, ne dayatılıyorsa ama, düşünme sorgulama, tepki verme, sadece ye. Acaba diyorum ihaleyi yeni alan firmaya biz bahisseverler bir sürpriz yapsakta bir 15 gün hiç bahis oynamasak onlardan mesela. Ama yok mümkün değil beceremeyiz. Mevcut oranların yarı fiyatına da oran verilse, Minimum maç bahisi 5‘e 6‘ya da çıksa ertesi gün hepimiz oynayacağız bu mereti. Ha bu arada hakkaten bu dediklerim olsa ne olur? Yani ben abarttım tabi ama, gerçekten oranlar yarıya düşse, MBS 6 olsa nasıl bir hak iddia edebiliriz? Sosyal sorumluluk meraklısı Sayın Y.Bekir Uçar bunun bir formülünü düşünmüş müdür? Yoksa firma istediği gibi at koşturabilir mi?
Sosyal sorumluluk demişken internetteki hiç bir bahis sitesinde 18 yaşından küçüklerin bahis oynaması mümkün değildir, ama ortaokul ve lise öğrencileri harçlıklarıyla İddaa oynayabiliyorlar,bunun önlemi yok biliyorsunuz değil mi Sayın Uçar?
İnternette sitelerin biraz da kendilerini düşünerek koydukları bir limit vardır,kimse kolay kolay 20 Bin ve üstü bahis yapamaz, kısıtlanır, ama İddaa‘da bir vatandaş evini satıp o paranın tümüyle tuttuğu takıma bahis yapabilir ve kaybedebilir bunu biliyor musunuz sayın Uçar?
Bunlara kuponlara bir kimlik no bölümü ekleyerek oynatan şirket için biraz masraflı ama kalıcı bir çözüm bulunabilir sosyal sorumluluk gereği ama bu yapılmıyor ve tüm denetim bayilere bırakılıyor, onlarda bunların hiçbirini dikkate almıyor bunu da biliyorsunuz değil mi sayın Uçar?
Size hitaben daha önce bir yazı yazmıştım ve vereceğiniz cevapları yazacağımı söylemiştim, ama hala yanıt gelmedi Sayın Uçar? Türkiye‘nin en büyük bahis platformunun bir köşe yazarının yazdıklarını dikkate almamanız elbette çok doğal buna şaşırmıyorum, benim kafama takılan acaba verebilceğiniz makul cevaplar var mı?
Neyse yazımız çok uzun oldu,bu kadar uzun bir yazıyı ne siz okursunuz Sayın Uçar ne etrafınızdaki kişiler, hatta belki forum üyelerimiz bile tamamını okumayacaklar. Ama ben nezaket icabı tekrar hatırlatıyorum ihale ile ilgili tüm bu sorguladıklarımıza ve sorularımıza vereceğiniz makul cevaplar için köşem emrinize amadedir efendim.
Bir de bu ülkede tiyatro yapılmaz,ödenek ayrılmaz derler, Türk tarihinin en büyük bütçeli tiyatrolarından biri 12 Ağustos‘ta sahnelerini açıyor, değerli bahisseverler bu muhteşem oyunu kaçırmayınız, üzülürsünüz!!!