Milliyet Gazetesi’nden Meral Tamer‘in 1 Haziran 2008 tarihli köşe yazısı: Eskiden futbol için erkek sporu deyip geçerdik; şimdiyse kadınların ilgisinin de her geçen gün arttığı, üzerine saatlerce hararetli yorumlar-tartışmalar yapılan, yüksek lisans tezleri hazırlanan, kitaplar yazılan, özel bir ekonomik gücü olan, özerk yönetimleri ve fanatikleriyle apayrı bir dünya. Ve tabii çok hızlı büyüyen bir endüstri. Üstelik artık sadece sosyal ve ekonomik aktivite olmaktan çıkıp, belediye takımlarıyla zaman zaman siyasetin de girdiği bir alan.
İnteltek ve İddia‘nın Genel Müdür Yardımcısı Kerem Ertan, ‘Haydi gelin futbolun ve bahislerin ekonomisini konuşalım’ deyince koşa koşa gittik. Ertan‘ın verdiği bilgiye göre dünyada devletin kontrolündeki bahis ve şans oyunları pazarının legal büyüklüğü 200 milyar dolar; ama tazı yarışlarının pek revaçta olduğu Uzakdoğu, İngiltere gibi liberal pazarlar ve online bahisler de ilave edildiğinde rakam 1 trilyon doların üzerinde.
Bahis deyince İngiltere
Bu bahis işinin üstadı tabii ki İngiltere. Londra‘ya her gittiğimde şaşırmışımdır; İngilizler sadece futbol, at yarışı falan değil aklınıza gelebilecek her konuda bahis oynuyorlar:
– Gordon Brown İşçi Partisi‘nin başında kalacak mı, gidecek mi?
– Seçimler erkene alınacak mı, alınmayacak mı?
– Amerika‘da Demokrat Parti‘nin başkan adayı Obama mı olacak, Hillary mi?
– (Obama ağır basınca) ABD seçimlerini kim kazanacak? Demokrat Obama mı, Cumhuriyetçi McCane mi?
– Bitmedi, biri diğerinden yüzde kaç fazla alacak? % 5 mi, % 10 mu?
– Sarkozy‘nin eşi Carla Bruni hamile mi, değil mi?
– Kraliçe‘nin bu yıl 17 haziranda kutlanacak doğum gününde hava yağışlı mı olacak, güneşli mi?
– Olimpiyatlarda en fazla madalyayı hangi ülke alacak? İkinci kim olacak?
Bizde 5.2 milyar dolar
Türkiye‘de bahisler ve şans oyunlarının cirosu 2003‘de 1.8 milyar dolarken 2007‘de 5.2 milyar dolara yükselmiş. Başbakan Erdoğan, kendi iktidar dönemlerinde büyüyen ekonomi, artan ihracat ve kişi başına milli gelirle her fırsatta övünürken, bu alandaki kayda değer büyümeye de değinse ya…
Bu 5.2 milyar dolarlık cironun % 35‘i İddia, % 34‘ü at yarışları (Türkiye Jokey Kulübü); Milli Piyango‘nun payı % 20‘lerin biraz üzerinde. İddia ve at yarışları ciddi bilgi ve takip gerektiriyor, Milli Piyango ise sadece şansa dayalı.
İddia, 2004 nisanında başlamış. İlk yıl 17 milyon dolar olan ciro, katlanarak 2005‘te 178 milyon dolara, 2006‘da 978 milyon dolara, 2007‘de 1.4 milyar dolara yükselmiş. Ortalama 6.5 YTL‘lik İddia biletleriyle bu 1.4 milyar dolarlık ciroya ulaşılıyor. 1 YTL‘lik oynayanlar sayıca çoğunlukta.
Bahislerden futbol ve spor endüstrisine geçiş yapacak olursak… Ertan‘ın verdiği bilgiye göre sadece Avrupa‘da pazar, sponsorluğuyla, yayın gelirleriyle, seyircisi, bileti, forması ve bayrağıyla 13.5 milyar dolar ciroya ulaşmış.
Bu pazarın Türkiye‘deki büyüklüğü 650-700 milyon dolar ve bunun 370-380 milyon dolarlık bölümü, Çukurova Grubu tarafından yaratılıyor. (Digitürk 210 milyon dolar, İddia 135 milyon dolar, Turkcell 25-30 milyon dolar)