2008 yılında Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre izin dahilinde olmadan oynatılması ‘suç’, oynaması ise ‘kabahat’ kapsamında olan kumarın tanımının ne olduğunun veya ne olması gerektiğinin üzerinde detaylı olarak düşünülmesi gerekiyor. Kumar, hem sosyal hem matematiksel hem de en önemlisi ahlaki anlamda ele alınarak yeniden incelenmeli ve yeniden tanımlanmalıdır. Ya da mevcut tanım üzerinde daha iyi düşünülerek bu tanım daha iyi anlanmalı ve bu kavrama bağlı olan sektörlerin mevcut düzenlemeleri buna göre yeniden yapılmalıdır. Hem devletimizin hem de tüketicilerin bu konu üzerindeki temel sorunlarının ancak bu eksen üzerinden çözülebileceğini düşünüyorum.
Türk Dil Kurumu‘nun kumar için yaptığı tanımlama şu şekilde;
‘Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu.’
Bu tanım Türk Dil Kurumu tarafından yapılmış olduğu için devletin kumarı nasıl tanımlamakta olduğunu açık bir şekilde görüyoruz. Ancak konuyu anlamak ve tanım üzerinde bir irdeleme süreci başlatmak adına bu tanımla yetinmiyoruz. Kumara ‘ortaya para koyarak’ oynanan ‘talih oyunu’ deniyor. Burada ‘talih’ haricindeki tüm kelimelerin göreceli olmayan anlamları var. Hiçbirinin üzerinde felsefe yapmaya gerek yok. Fakat ‘talih’ hassas bir konu. Çünkü talihin anlamına baktığınızda ‘şans’ kelimesiyle karşılaşıyorsunuz.
Devletimiz tarafından ‘talih oyunu’ ne şekilde tanımlanmış bir de buna bakalım;
‘Önceden ödeme yapılarak daha sonra şansa dayalı olarak para kazanılan piyango, loto, spor toto, at yarışı gibi oyunlar, şans oyunu.’
Tanımın tamamen ayırdına varabilmemiz için irdelememizi devam ettirmemiz gerekiyor. Çünkü her yeni tanımın içinde irdelenmeye açık yeni kelimelere rastlıyoruz. Yukarıdaki tanımda şans kelimesi karşımıza çıkıyor.
Şans nedir?
Yine devlet büyüklerimize sorduğumuzda onlardan şu yanıtları alıyoruz;
– Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek.
– Bir olayın olabilirliği.
– Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum.
Burada irdelememize devam edebilmemiz için ikinci tanımı kullanmamız gerekiyor. Diğer tanımları da elbette ilerleyen zamanlarda kullanacağız ancak ikinci tanım konuya bilimsel açıdan yaklaşmamıza fırsat veriyor. Bu nedenle ikinci tanımın üzerinde birtakım basit matematiksel ögeleri de kullanarak durmak istiyorum;
Bir olayın olabilirliği yani ‘Olasılık’
Olasılıkla şans arasındaki ilişki nedir? Sanırım bu iki kavram arasındaki ilişkiyi kurabilirsek kumar tanımının içinde yer alan ‘şans’ ve ‘talih’ kavramlarıyla daha samimi hale geleceğiz. Bunun için basit bir örnek üzerinden gidelim.
Eğer elinize bir madeni para alır ve bu parayı havaya atacak olursanız para yere düştüğünde paranın hangi yüzüyle karşılaşacağınızı önceden kesin olarak bilemezsiniz. Bunu sadece ‘tahmin’ edebilirsiniz. Eğer ‘şanslıysanız’ tahmininiz doğru çıkacaktır. Peki şanslılığınızın veya şanssızlığınızın matematiksel bir değeri var mıdır? Varsa bu örnek için bu değer nedir?
Yazı ya da Tura şeklinde olan iki ihtimal vardır. Paranın havaya atılışını bir ‘olay’ olarak tanımladığınızda iki ihtimale sahip olan bir olaydan bahsediyor olursunuz. Yazı-Tura oyununda bulunan ihtimallerin gerçekleşme olasılıkları ayrı ayrı %50 olarak kabul edilir. İki ihtimali topladığınızda bu ihtimaller size ‘olayın’ bütününü göstermelidir. Yazının gelme ihtimaliyle tura nın gelme ihtimali toplanır ve %100 oranına ulaşılır. İşte burada bir para atışından önce siz yazı gelecek diyorsanız %50 olasılıkla doğru bir tahminde bulunmuş olursunuz. Atışın sonucunu doğru bilme ‘şansınız’ %50‘dir. Bir başka deyişle 100 atış yapılır ve siz her atışta yazı gelecek derseniz bu 100 atışın 50‘sini doğru bileceğiniz ‘kabul edilir’. Her 100 atışın 50‘sini doğru bilemezsiniz elbette. Ama bu 100 atışlardan sonsuz tane yaparsanız atışların sayısı sonsuza yaklaştıkça gelen yazı‘ların sayısının ortalaması da 50‘ye yaklaşacaktır. İşte Türk Dil Kurumu‘nun tanımını yapmakta olduğu şans, şans oyunlarında bu şekilde yer almaktadır. Diğer tanımlarda bahsedilen baht, felek gibi soyut kavramlardan uzaktır ve matematiksel bir değere sahiptir.
Peki böyle bir teori varken birileri nasıl bu tip oyunları arkadaşlar arasında oynanabilecek normal oyunlar olmaktan çıkarır ve işin içine tanımımızda yer alan ‘para’ kavramını katarak ‘kumar’ hadisesinin doğmasına sebep olur? Bu oyunlar sadece talih oyunu olarak da kalabilirler pekala. Peki bir şahıs nasıl olurda yazı tura atışı yaptırmaktan kendine kazanç yaratacak bir iş modeli yaratır ve bunu uygulamaya başlar? Bu basit ve zevkli oyunlar nasıl olur da bir sektör halini alır ve dünya çapında akla hayale sığmayacak pazar hacimlerine ulaşırlar?
İşin sektör boyutuna nasıl ulaştığını anlamak için öncelikle basit ticari denklemleri akla getirmek gerekir. Ticaret yapmak için siz belirli bir fiyata bir mal alırsınız. Bu fiyatın sizin maliyetinizin tümünü oluşturduğunu kabul edelim. Sonrasında para kazanmak adına bu malı almış olduğunuz fiyattan daha pahalı bir fiyata satmanız gerekir. Bu da olursa siz söz konusu maldan para kazanmış olursunuz. Bu malı 100 liraya almış ve 110 liraya satmışsınızdır. Konuyu olabildiğince basit anlatmaya çalıştığımdan arz-talep konularına veya malın nasıl olurda daha pahalıya satılabilmiş olduğuna girmiyorum. 10 liralık net kazancımız olduğunu kabul edelim ve bu örnek bir kenarda dursun.
Peki bir yazı-tura atışı nasıl pazarlanır? Pazarlayan tarafın bundan kazancı ne olacaktır? Az önce belirttiğimiz gibi yazı ve tura yüzeylerinin gelmesinin gerçekleşme olasılığı(şansı) %50 kadardı. İşte bu %50 ihtimal değeri, bu ihtimalin gerçekleşmesine yönelik bahis oynatacak olan kimsenin ‘alış fiyatı’ olarak düşünülmelidir. Çünkü kumar sektörünün kullanmakta olduğu fiyatlar ihtimallerdir. Bir başka deyişle fiyatlandırılmakta olan ürünler bu bahsedilen ihtimallerdir. İşte bu ihtimallerin ticareti yapılmaktadır. Bir yazı-tura bahisi oynatıcısı, yazı-tura bahislerini %50 ihtimal fiyatından satın almaktadır. Ve biz tüketicilere uzun vadede işletmesini kar ettirebilmek amacıyla bu ihtimallerin üzerine, hedeflenen net kazancının ihtimalleştirilmiş halini ekleyerek satış yapmaktadır. Yani bize yazının ve turanın gelme ihtimalleri %50‘den daha yüksek ihtimallerle sunulur. Örneğin bahis oynatıcısı her iki ihtimali de %55 olarak satmayı hedefleyebilir. Bu durum için her iki ihtimali topladığınızda ise %110‘luk bir orana ulaşırsınız. İşte %100‘ün üzerindeki bu %10‘luk fark bahis oynatıcısının yazı tura bahis pazarından uzun vadede kazanmayı hedeflediği net kazanç yüzdesidir. Tıpkı bir T shirt‘ü 100 liraya mal eden ve bunu mağazasında 110 liraya satan tekstilci gibi…
Şimdi gelin yazı turadaki ihtimalleri rakamlara çevirelim ve konuyu biraz daha netleştirmiş olalım. %50 ihtimalli bir durumun geri ödeme oranı 100/50 işleminden sonra 2.00 olarak bulunur. Yani ‘adil’ bir yazı tura oyununda hem oynayanın hem de oynatanın şanslarının eşit olabilmesi için her iki ihtimal için de oranı 1‘e 2.00 olarak belirlenmelidir. Böyle bir fiyatlandırmada bu oyunda uzun vadede ne bu kumarı oynatan, ne de oynayan kendi tarafına herhangi bir çıkar ya da zarar sağlayamaz. Böyle bir durumda bu oyun bir ticaret şekline dönüştürülememektedir. Belirttiğimiz gibi ihtimaller tüccar için karlı hale getirilmek zorundadır. Bunda da anormal veya etik olmayan hiçbir taraf yoktur. Bir Tshirt‘ü 100 liraya mal ettiğini bildiğiniz bir işletmeye bu malı daha pahalıya sattığı için tepki göstermeniz ne kadar abes ise oranları gerçek değerlerinden daha düşük değerlerle sunan işletmelere de tepki göstermek aynı oranda abes olacaktır. Eğer ticaret söz konu ise ortadaki malların alış ve satış fiyatları arasında ‘makul’ farkların bulunması zorunludur. Bir tekstil işletmesi sattığı mallar ile müşterilerini ne kadar kandırmakta ise ‘makul’ kar marjlarıyla yürütülmekte olan kumar işletmeleri de müşterilerini o kadar kandırmaktadır.
Peki kumar tüccarı, ihtimalleri gerçekteki değerlerinden daha yüksek göstererek ne yapmıştır? İhtimal %50‘den %55‘e çekildiğinde 2.00 oranı 1.82‘lik değere inmiş olur. 1.82 oranı 2.00 oranına göre tüketici için daha pahalı bir orandır. Yani kumarı oynatan kimse daha ucuz olan 2.00 oranı ile mal ettiği bir ürünü kendisi için daha kazançlı ve tüketici için de daha pahalı olan 1.82 oranına satarak bir iş modeli oluşturmuştur. Kumarın sektör haline gelmesi bu temel prensip ile sağlanmaktadır.
Bu yazıda kumar kavramının ‘tanımının’ ne olduğu hakkında bir hatırlatma yapmak istedik ve buradan yola çıkarak kumar oyunlarının sektörel bir oluşuma nasıl ulaşmış olduklarının arkasındaki ‘temel neden’ hakkında bilgi vermeye çalıştık. Bu konu hakkındaki bilgi kirliliğinin televizyon ekranlarında ve gazetelerde ulaşmış olduğu vehamet, bu ‘dışavurum’ ihtiyacının doğal sebebi olmuştur. Bir sonraki yazıda bu konudaki yanlış/eksik bilgilenmişliğin ve vurdumduymazlığın Türkiye‘de sebep olduğu sektörel bozukluklar incelenecek ve güncel örnekler üzerinden hali hazırda yapılmakta olan hatalar ve yanlış değerlendirmeler gündeme getirilecektir. Paylaşımlarımızın tümü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin emeğiyle kazanmakta olduğu parayı ne yapması gerektiğinin başkaları tarafından belirlenme saplantısının yok edilmesi ve ülkemizdeki kumar sektörünün birgün gelişmiş ülkelerdeki seviyelere erişebilmesi umudundan kaynaklanmaktadır.
Berkay Tanyolaç – 02.09.08
Not: Bu yazı odeonbet-giris.com‘a özel olarak yazılmıştır. Herhangi bir basın – yayın organından alıntı değildir. Kaynak göstermeden haberlerimizi ve köşe yazılarımızı yayınlayan basın – yayın organlarına karşı her türlü yasal haklarımız saklıdır.